Nisan 13, 2006

gece yolculuğu

2005 yılı yaz mevsiminde,bir temmuz günü akşama doğru Eceabat'tan Çanakkale'ye geçtim.Gemi'de
maceracının hası vardı.Nasuh Mahruki.O da BMW 1200 ile yoldaydı.Karşıya geçer geçmez hiç oyalanmadan
devam ettim.
Ancak motor küçük,ben de genelde hız yapmadığımdan Küçükkuyu yakınlarında hava tamamen karardı.
Nerede kalabileceğimi düşünürken yanımda fazla para olmadığını,ancak karta uygun bir bankamatik
bulursam para çekerek bir kampingde kalabileceğime karar verdim.Aksilik uygun bankamatik yoktu.Devam
dedim.Keşke demez olaydım.Edremit'ten sonra yolda çalışma vardı.Yol tek şeride düştü.Trafik hızlı,araçlar
seni dikkate almadıkları gibi ortalık toz duman.Farlar gözünü almakta.Yer yer mıcıra giriliyor.Ben ne yapıyorum
diye kendi kendime soruyorum fakat trafik öyle kalabalık ki biran evvel bu ortamdan kaç kurtul diyor içimdeki ses.
O yolu iç sıkıntısıyla kazasız belasız nasıl tamamladım bilmiyorum.Gece saat 23.00 civarında ulaştığım Ayvalıkta
hem Bankamatik buldum,hem de o saatte 2 tane Ayvalık sandviçini bitirdim.Önceden de kaldığım Çamlık Kamp-
ing beni bekliyordu.El yordamıyla çadırı kurduğum gibi kendimden geçmişim.
Ders şu:Aceleye gerek yok.Paranızı,kalacağınız yeri planlayın ve mümkünse gece bilmediğiniz yollarda
risk almayın.Kazasız yolculuklar dilerim.
KOCADERE
1980 Yılının Ekim ayında Çameli Lisesinde görev yaparken bir gün bizim Murat 124'ü okulun
önünde gördüm.Babam ve bizim köyün Muhtarı : Biz senin tayinini yaptırdık, hadi gidiyoruz,dediler.
Ben hemen ilişiğimi kestim.Yatağı yorganı toplayıp Denizli'ye döndük.Ertesi gün 17 öğrencinin
bulunduğu Kocadere Ortaokulunda Sosyal Bilgiler öğretmenliğine başladım.Bir masa,bir öğretmen
(Yani ben),bir karatahta vardı.Bir ay önce okul açılmış, derslere de muhtar,bekçi,ilkokul öğretmenleri
falan girmişti.Ben adeta aspirin gibi birçok derse giriyordum.Türkçe,resim,ingilizce,beden eğitimi vb.gibi.
Kısa süre sonra, vekaleten Müdürlük yapan ilkokul Müdürünün isteği üzerine vekaleten Müdürlüğü de
aldım.Aybaşı geldiğinde maaşı nasıl alacağım diye düşündüm.Daha önce hep hazır almıştım.Komşu,
Irlıganlı kasabası Ortaokuluna sormaya gittim.Formaliteleri,yöntemleri öğrettiler.
Bir süre sonra okula yeni öğretmenler gelmeye başladı.Biz artık çeşitli öğretmenleri olan ,biraz biraz
okula benzeyen bir okul oluyorduk.Yeni malzemelerle,okulu yavaş yavaş doldurduk.
19 Mayıs Bayramı için günlerce hazırlandık.17 Öğrencinin herşeyde görev aldığı bir bayram oldu.17
kişiden oluşan yürüyüş kolu,hareketler,şiirler,konuşmalar,eğlenceli yarışmalarla hababam sınıfı eğlencesi
gibi bir şey oldu.
3 yıl süreyle eğittiğimiz bu çocuklardan çok başarılı olanlar oldu.Hiçbiri bizi mahcup edecek bir şey
yapmadı.İlköğretim öğretmeni,esnaf,memur,eczacı olanlar oldu.
1984 yılında mart ayında yapılan yerel seçimlerde köy'ün tam anlamıyla ikiye bölünmesi ve ardından
gelen dedikodu ortamı artık bana daha fazla köyde kalma imkanı bırakmadı.
Dört yılda öğrenci velilerinin evlerinde yemeklere gittik,Demirci Abdurrahmana takıldık,ilkbaharlarda
taze erikler yedik.Öğlenleri köy kahvesinde oyunlar oynadık.Öğretmenlerin genç ve birbirine yakın
sosyal konumda oluşu yakın ve yıllar süren arkadaşlıkları getirdi.
Kocadereye sadece hizmet ettik ama bu dört yıldan sonra ne öğrendin derseniz,siz siz olun kendi yakın
çevrenizde çalışmayın,derim.Çünkü köylünün,akrabaların gözünde hiçbir zaman bir öğretmen vb. olamazsınız.