Temmuz 10, 2015

Köln Köln Dedikleri..

Köln Merkezi Köln Katedrali'ne göre belirlenmiş.Muhteşem bir bina.Yanındaki Roma-Germen Müzesi,alt kısmındaki şehrin kalbi tren istasyonu,Hemen arkasındaki ünlü Hohhenzollern (yanlış yazmış olabilirim) Köprüsü,önünde üzayıp giden alışveriş caddesi ile Köln burasıdır diyor sanki.Cephesindeki kararma ,camdan yapılan ek azametini gene de azaltmamış.
Köprünün karşı ucunda yeralan 2 heykelden biri.Diğeri de Roma askeri zaten.Bugün ABD ne ise ilkçağda bilinen dünyanın hakimi de Roma.Bugüne kadar Anadolu başta olmak üzere Tunus'da,Lübnan'da,Ürdün ve Suriye'de eserleriyle karşıma çıkan Roma'yı burada da görmek ben şaşırtmadı.Eminim Fransa'ya gitsem orada da izlerini bulurum.
Avrupa'da köprülere aşıkların aşklarını kilitlemek için kilit asmaları adeti burada da var.Ünlü köprüden bir bölümü işçiler yerinden sökmüş götürüyor...Gitti güzelim aşklar...
Bir başka Roma eseri,Roma kulesi...Üzerinde süsler bulunan ve o zamanki kenti çevreleyen surların bir köşesinde yeralıyormuş.Bugün sokak arasında bir yerde...
Kent haritasından bulup hemen hemen tüm görülecek yerlere gittim.Burası da bir katedral...
Rhein nehri Almanya'nın ana can damarı adeta.Üzerinde nehir gemileri işliyor.Bunlarla Düseldorf gibi başka kentlere de gidebilirsiniz.Bu manzarası ile Budapeşte'yi anımsatan Köln,çok sayıda Türk ve başka milletlerden göçmene ev sahipliği yapıyor.Güzel bir kent.Bu yazı ile de Hollanda,Belçika ve Almanya'da Köln'ü kapsayan 1 haftalık gezi sona eriyor.Öncesinde Stutgart,Ulm ve Münih ile Köln Almanya'nın güzellikleri olarak hatıralarda yerlerini aldılar.Konaklama Station Backpacker Hostel,Uçuş Köln-Bonn havaalanı...






Temmuz 08, 2015

Brugge:Bir Turist Cenneti...

Brgge kentinin istasyonunda indikten sonra kalacağımhostel yönüne giden otobüse baktım ki ohooo daha bir saat var.Sonraki saatler de birer saat olunca demekki sık gidlien bir yol değil,hele merkezde hiç değil dedim kendi kendime.Bazen böyle oluyor.Malum kalınacak en ucuz yerler Hosteller.Onu bulup rezervasyon yaparken konumuna dikkat etmezseniz merkeze uzak ve sapa bir yer çıkabiliyor.Neyse sora sora bulup vardım.Brugge kentini çevreleyen kanal sistemini denize ulaştıran ana kanal üzerinde ve istasyona 8,5 ve merkeze 5,5 km uzakta kanal kıyısında bir yer.Hostel güzel ama biraz aralı.Eşyayı koyup bişeyler yedikten sonra Brugge merkezi yarına bırakıp çevreyi tanımaya çıktım.Kuzey Denizi yakınına kadar varıp döndüm.Burası Zelleweg adında bir köy.tertemiz.Müzeler var.Biraz da entellektüel nitelikli bir yer galiba...




Aynı köyde sanatla uğraşan insanlar çok sanırım.Bir fotoğraf atölyesini gezdikten sonra penceresinde sokağa bakan kadınlar olan bu ev de ilgimi çekti.
2.Gün yürüyerek geldiğim kent merkezinde bir faytoncu.Brugge tam bir turist cenneti.2.Dünya savaşında bombalanmamış ve Katedralleri,kent meydanı,müzeleri,kanalları ve ünlü kulesi ile mimari ve görsel zenginlik sunuyor.Kanallarında ve sahilden bolca midye çıkarılıyor.Dünyanın Çikolata başkenti.Rahibe işi denen örgü tarzı buradan.Herşeyden para kazanıyorlar.hediyelikler,kuleye çıkış,müzelere giriş,kanalda tekne turu vb.
Ünlü Brugge Kulesi.Büyük bir Katedral yapısının parçası durumunda.Etrafı çepeçevre saran binalar ve bir yönünde bu kule...
Sokaklar arasındaki kanallar nedeniyle güzel görüntüler veren bu kent '' Kuzeyin Venedik''i diye de biliniyor.Gerçi suları kirli ama olsun.
Brugge güzel.Hergün binlerce turist otobüslerle,trenlerle ya da küçük gruplarla buraya geliyor.Geziyor,fotoğraflar çektiriyor,çikolata yiyor ve ülkesine dönüyor.Küçük bir kent ama turizmi çok büyük.Brüksel'den çok farklı...Ertesi gün sadece içinden geçip istasyona gitmek ve Köln'e doğru gitmek zamanı...




Temmuz 05, 2015

Brüksel

Hollanda biter,Eurolines otobüsü ile gidilen Brüksel ve Belçika başlar.Avrupa'nın siyasi merkezi sayılabilecek bir kent burası.Uzun yıllar öncesinin yapıları karşımızda.Avrupa mimarisi ve estetiği ile...Katedraller,Kent meydanı,işeyen çocuk heykeli,Kraliyet ve adalet Sarayları...
Saint katherine Katedrali ve kent meydanı akşamları insanların birşeyler yediği içtiği ve zaman geçirdiği turistik mekanlar..
Kraliyet Sarayı,Belçika krallıkla yönetilen bir ülke sonuçta...Üstte Adalet Sarayı ki kentin her yerinden görülebilir durumda ve sokak aralarında dükkanlarla dolu eski yapılar...
Turistlerin başında fotoğraf çekmek için yığıldığı İşeyen çocuk heykeli...
Son olarak Expo fuarı için yapılmış ve sonra yerinde bırakılmış Atomium...
Brüksel'in görünen bu estetik,turistik ve zengin yüzüne karşı kentte oldukça önemli  bir de fakir yüzü var.Genelde kuzey Afrikalı göçmenlerin yaşadığı semtler yoksulluğu ve zengin fakir çelişkisini yüzünüze çarpıyor.Uzak asyalı Çinliler,Türkler,Romenler vb.kentte varlar.Heysel semti ise İngiliz holiganların İtalyanların ezilerek ölmesine sebep olduğu Stadyumu ile hafızalarımzda...Brüksel Nato'nun ve Avrupa'nın merkezi...




Temmuz 03, 2015

Amsterdam çevresi,Volendam,Haarlem ve Zandvoort

Amsterdam merkez bir günde gezilebilir.Hollanda havası alalbilmek için 13,5 E verip bir günlük kart aldığınızda sınırsızca araçlara binebiyorsunuz.Amsterdam'ın 15 Km kuzeydoğusunda bulunan Volendam küçük ve şirin bir sahil köyü.Peynir satılan dükkanlar,hediyelik eşyacılar,,tahta ayakkabılar,balık pişirip satan tezgahlar,limanda tekneler ile sakinlik ve huzur veriyor.
Kuzey denizi'ne açılan bir iç göl burası.büyük Göl diye adlandırılıyor ama gene de Kuzey denizi.
amsterdam'a dönüp başka otobüslerle aktarma yaparak geldiğim diğer kasaba Haarlem.Burası denizden içeride ama kanallarla denize gene de bağlı bir yer.Meydanı,Kilisesi,Arşiv binası yeldeğirmenleri ile tipik Hollanda ve Avrupa kasabalarından biri.
Zandvoort,Haarlem'in tam kıyıda kurulmuş sahil kasabası.Tipik deniz tatili merkezlerinden.Sahilde ahşap ve küçük yazlıklar,dalga ve rüzgar sörfü yapanlar,kumlar ve rüzgarlı gel-git'li kıyısı ile Kuzey Denizi.Uzakta ise İngiltere...
Bütün Avrupa kentlerinde köprülere , parmaklıklara kilit asmak aşkların üzün ömürlü olması için bir dilek tutma yolu.Burada da Kuzey Denizi'ne karşı kilitlenmiş aşklar...



Temmuz 02, 2015

Amsterdam

Amsterdam 4 kent için 1 haftalık mini bir gezinin ilk ayağı oldu.İlk defa geldiğim bu kent tam bir turist cenneti.İnsanlar kanallarla ve köprülerle çevrelenmiş sokaklarda gezmek, kanallarda tekne turu yapmak,saraylarını ve diğer tarihi binalarını görmek,Van Gogh başta olmak üzere çok sayıda müzelerinde sanatı duyumsamak,kırmızı fener sokaklarında fahişelere bakmak,birkaç gram ile sınırlı olmak üzere Coffee Shop'larda uyuşturucu denemek ve gece hayatı,yeme içme vb gibi çok sayıda seçenekler için buraya geliyor.gençler,tur grupları sokakları doldurmuş.kendilerine özgü bisikletleri ile tramvayları renklilik yaratmış.

Kanallar,tekneler ve evleri ile merkez Amsterdam...
Kent her meydanında heykelleri ve anıtları ile sizi karşılıyor.Dom meydanı en ünlüsü.burada ise başka bir meydanda askerleri karşımızda.
Coffee Shoplarda çok az miktarda uyuşturucu serbest.Bu nedenle kentte çok sayıda varlar.Mantar yetiştirerek kafa yapacak kekler üretmeye kadar işi vardırmışlar.
Kent müze zengini ve kapılarında kuyruklar oluşuyor.Van Gogh'dan elmas müzesine,madam Tussaud mumya müzesinden Hermitage'a o kadar çoklar ki...
Red light district denen 2-3 sokak ise hayat kadınlarına,erotik show yapılan tiyatrolara ve bunlarla ilgili malzeme satan dükkanlarla dolu.Bir binanın pencereleri de resimlerle donanmış.
Amsterdam gerçekten kültür şoku yaşatacak bir kent.