Şubat 27, 2010

Kaklık Mağarası , Karahayıt Şelalesi




Haftasonları benim için sadece Cumartesi demek artık.İş nedeniyle oluşan bu durum beni haftasonları aktivite yapmak için sadece 1 günlük hareket ile sınırladı.
Ne yapalım derken,yürüyüşlere başladık.
Önce eniştenin köyünden (Çal , Belevi ) Kaklık'a kadar ben,enişte ve eniştenin eniştesi 3 kişi olarak 3 kişi yürüdük.
Sabah erkenden Çal minibüsleri ile köyün yol ayrımına vardık.Buradan yaklaşık 3 km yürüdükten sonra ''Ayı Mehmet '' lakaplı eski muhtar,eski Belediye başkanı olan ve gruptakilerin akrabası olan kişi bizi yoldan alıp 1 km sonra kasabaya bıraktı.3-4 satıcının oluşturduğu bir pazar vardı.Kahvede köylülerle sohbet edip çayları da içtikten sonra başladık yürümeye.Sağa sola baka baka traverten ocaklarına geldik.Dağı taşı delip traverten denilen bir çeşit tam mermerleşmemiş taş çıkarıyorlar.İşleyip ihraç ediyorlar.Bir sürü işletme var.
Kaklık Çimento fabrikası , tam biz arkasındaki yoldan geçerek düze çıkacaz derken kötü bir dumanı üstümüze salıverdi.İnsanın böyle anlarda greenpeace üyesi olup hemeneyleme geçesi geliyor.Neyse ağzımızı burnumuzu kapayıp çıktık.
Öğle yemeği yiyeceğimiz Kaklık Mağarasına vardık.Hava rüzgarlıydı.mağarayı gezdik.Bahçedeki havuzda Su kaplumbağası ailesini izledik,onlara yiyecek verdik.Yürüyüş enişte için erken bitti.Ayağını vuran bot onu bitirmişti.Biz de Kaklık kavşağına kadar yürüyüp ilk etkinliği dönüş minibüsü ile tamamladık.
Bir sonraki hafta grup büyümüştü.Ben,enişte ve onun iki eniştesi.Böylece 4 kişilik bir grup olduk.Plana göre Karahayıt gezisi yapılacaktı.Karahayıt minibüsleri ile vardıktan sonra 2 km kadar yokuş tırmanarak Uzunpınar yolunda soldaki bir çeşmeyi geçtikten sonra sağa saparak yaklaşık 5-600 m sonra su sesini duyduk.Yamaçtan aşağı inerek Karahayıt Şelalesine ulaştık.Fotoğraflar çekip düştüğü kısımda yemekleri yedik.Sanırım yemek olayı giderek abartılıyor.Tekrar yukarı çıkıp yola vardıktan sonra yokuş aşağı Karahayıt'a indik.Bir köy turu ve Kırmızısu (Karahayıt'ın sembolü;yeraltından çıkan sıcak su kırmızı bir renkte traverten oluşturmuş,sonra düzenleme yapalım derken bozmuşlar.Gene ortada birşey var ama bilen için eskisi artık yok.Neyse son 3 km yokuş aşağı Akköy kasabasına varıp minibüse kendimizi atmamızla tamamlandı.
Aslında bu haftasonu için de LAODİKYA antik kentine bir yürüyüş planlamıştım ama son anda iptal ettim.Hafta içi yeni evime taşındığım için evle ilgili acil işler var ve önce onları yapmalıyım.Yeni geziler bizi bekliyor...