Aralık 27, 2006


kilometrelerce uzunluktaki karasu sahili

yaz gezisinin sonu


Bu yaz motosikletle karadeniz sahilleri boyunca sinoptan başlayan gezinin sonu;Karasu tamamen kumullar üzerine kurulup gelişmiş,upuzun sahilleri olan ve Adapazarının sayfiyesi

Aralık 20, 2006

kartalgölü


hazır erenbaba çevresindeyken aynı çevreden birkaç resim
ilki kartalgölü

Aralık 19, 2006


Erenbaba'nın mezarı ve etrafında dua edenler

Erenbaba

BEYAĞAÇ, KARTALGÖLÜ VE ERENBABA
İlk defa 1995 yılında gördüm Beyağacı.
O zamanlar Acıpayam'da öğretmendim.Birileri tavsiye etti ve ilk kez zorlu bir yolculuktan sonra Kartal Gölü'ne ulaşıp güzelliklerini gördük.
!900 m.civarında bir yükselti.Denizli’den Beyağaç ilçesi yaklaşık 100 km.Arkasından 30 km sarp,yokuş,taşlı bir orman yolundan gidilen,insanı yola çıktığına pişman eden bir güzergah.
Sonunda Çiçekbaba dağının zirvelerinde bir buzyalağında kar sularının birikmesiyle oluşmuş,pırıl pırıl ve buz gibi suları ile çok şirin ve minik bir göl.Çevresi yemyeşil çayırlarla çevrili,yamaçlarda asırlık anıt çam ağaçları bulunan bir doğa harikası:Kartalgölü
Aradan yıllar geçti.Bu kez yörenin birbaşka yönünü keşfettim.Her yıl Ağustos ayı’nın son perşembe günü sabah erkenden Beyağaç yönündeki Kartal gölü çevresinde geceleyen Yörükler ile köyceğiz yönünden gelenler, Çiçekbaba dağının zirvesinin doğu yamaçlarında bulunan ve yörede kutsal ve koruyucu kabul edilen Erenbaba adındaki ermiş ‘in mezarında buluşup mezar ziyareti yapıp dualar ediyorlar.Önceki yıldan vaat edilmiş adakları varsa yanlarında getirdikleri veya orada satın aldıkları oğlakları önce duayla kesiyorlar.Arkasından yanlarında getirdikleri ve kabukları soyulmuş uzun ve kalın sopalara asıp hızla yüzüyorlar.Bu sopalara oğlakları takıp önceden yakılmış ateşlerin üzerine uzatıp yavaş yavaş pişiriyorlar ve ailece bir arada yiyorlar.Velhasıl mistik bir ortamda dua,inanç,adak oğlak eti derken dağ başında sessiz ve serin bir ortamda yıllık bir tazelenme,amaçlanan bir Eren’e ulaşma.Arkasından görüşülmeyen başka köylerdeki,Fethiye ve Köyceğiz tarafındaki tanıdıklarla görüşme,bir nevi festival.
Genellikle her iki taraftaki Yörükler bir önceki gün gündüz,traktörler, minibüslere veya diğer taşıtlara doluşuyorlar,yanlarında çadırları,bir yığın çıralı çam kütükleri,uzun sopaları ve oğlakları ile geliyorlar.Çadırlar kurululuyor,traktör kasalarına yerleşiliyor.Yemekler pişiriliyor,harlı harlı yanan odun ateşinde pişen çaylar belki bir günde beş defa içiliyor.
Gece ise buz gibi bir havada, ateşte pişen çeşitli yemeklerin yanı sıra içki içenler ve şarkılarla türkülerle oynayanlar,coşku dolu gençler.Geçen yıllarda bu iş o kadar ileri gitti ki mahalli yöneticiler;Eren’in manevi havası ile aşırı içki ve silah atışları yapılan ortam arasındaki uyumsuzluğu dikkate alarak işin eğlence tarafını kontrol altına aldılar.2006 yılı yazındaki son gezimde gayet düzenli,jandarma denetiminde rahat bir hale getirildiğini gördüm ve sevindim.Çünkü önceki bir gezide gece saat 3’e kadar silah seslerinden uyuyamamıştım.
Herneyse,her yıl Ağustos ayı’nın son Çarşamba günü toplanma ve ertesi günü sabah erkenden Erenbaba’nın mezarını ziyaret.Olayın özü bu.Ama Çiçekbaba dağının zirvesinde sessiz bir dağ başında olduğunda ise insanı etki altına almayı özüne dönmeyi ve yaşamını sorgulamayı sağlıyor.Bu yönleriyle benim için, özellikle de motosikletle, her yıl gitmeyi isteyeceğim bir yer.

Aralık 12, 2006

modern camii


Türkiyede ve balkanlarda pek benzeri bulunmayan bir cami
akçakoca merkez camii modern bir mimar eseri

mancarlı pide


Akçakoca gerçekten çok şirin bir yer
çeşit çeşit yiyecekleri var.limanda bana yaz günü balık-ekmek yedirdiler ve çok güzeldi ama aklımda da mancarlı pide kaldı.inşallah gelecek sefere

Aralık 10, 2006

koca boğazlı orhan


Okulumuzun en koca boğazlı ve mideli öğretmeni huzurlarınızda.Orhan Türkmen
Kendisini yeterince tanımadağımız geçen yıl Yolçatı köyüne balığa götürdük.Bütün balıkları bitirdi.Hatta ikindi vakti acıktım deyip kahvaltı yaptı ardından pişen balıkların da olduğu sofrada bir yemek daha yedi.Koca boğaz Orhan

dedikodu


gezi resimlerine ara verip biriki özel resim sıkıştıralım.
Birincisi bu yıl okulda yapılan rock müzik konseri sırasında rehber öğretmen Kurtuluş, bize komik şeyler anlatıyor.Ömer sağdıç ile ben de dinliyouz.seni gidi güldürükçü seni

Aralık 09, 2006

akçakoca


osmanlının kurucularından ve osmangazinin beylerinden
akçakocanın adını taşıyan dünya tatlısı ilçe:
Akçakoca anıtı

sahilde


sahildeyim sahilde
insanlar oyun oynuyor
çaylar gelip gidiyor
Zonguldak kordonboyu

zonguldak limanı


bu yaz gezisinde gördüğüm merkezlerinden biri daha:Zonguldak
limanı,kömürü,ve sakinliği ile

bartın çayı


Bundan 30 yıl evvel de buradaydım.Ortam daha yeşillik
daha şirindi.Heryerde olduğu gibi burada da yapılaşma
hızlı.Yine de çok güzel

Amasra Kalesinden limana bakış

Aralık 08, 2006

Amasra kalesi


Amasra'da da tıpkı Sinopta olduğu gibi,
tıpkı Eğridir'de olduğu minik bir yarımada
var.Burası küçük bir kale.Sanırım Cenevizliler
zamanından kalma.Fatih Sultan Mehmet'e
teşekkürler

Amasra sahili


Denize giren insanları,
limanı,pansiyonları ve
otelleriyle tıpkı Bodrum
tabi fiyatları da

Amasra


Uzaktan ikindi vakti Amasra'yı
gördüm
siz de Amasra'yı görmeden ölmeyin

gideros koyu


Cide'den 10 km kadar sonra (batı yönünde)
sağa sapıldığında çok dik bir yokuş ile
iniliyor.pırıl pırıl bir deniz
balık lokantaları,ve huzur
dönüşte bagajdaki çantalar dik yokuşta
yan yattı ama ben yatmadım
zor da olsa çıktım

yine bir kastamonu ilçesi:Cide


Cide uzaktan görünüş
vakit öğle
denizi temiz anadolu öğretmen
lisesi uygulama oteli temiz
şirin bir yurt köşesi

şerife bacı


kurtuluş savaşının simge isimlerinden şerife bacı anıtı:
İnebolu
Çocuğuna örteceği bezi kurşuna örten fedakar anadolu kadını

inebolu'da akşam


Kastamonunun şirin ilçesi İneboluda akşam
karadeniz bir güneşi daha yutuyor
hüzün ve akşamgüneşi

kıyıya vuran dalgalar


İnebolu kıyıları ve karadeniz
akşam olmuş kilometrelerce yol yapılmış
artık dinlenme vakti

abana bir kastamonu ilçesi