Mart 24, 2008

Serçe Limanı

Taşlıca yolunda bir Cennet:Söğüt ..Aman Siyasiler duymasın yoksa hemen imara filan açılır.
Taşlıca'ya dönen atlar.
Taşlıcalı bir genç kız.Hepsi aydınlık yüzlü insanlar.Eve su lazım tabii.


Gezgin geziyor

Tatil dönüşü okula gidip gelmek bazen öyle bir monotonluk yaratıyor ki '' yolcudur Abbas,bağlasan durmaz ''durumu oluyor.Ne de olsa serde gezginlik var.Dedim kaçayım.Nereye ? Doğru seçenek C şıkkı :Marmaris
Marmaris bende ayrı hisler uyandırır.Tatillerimin vazgeçilmeziydi bir zamanlar.Ne Çubucak Orman Kampı kaldı gitmediğim ne de Turunç.
Yıllar sonra bir gün bir kitap okudum ve hayatım değişti.Bu kitap,Sevan ve Müjde Nişanyanlar'ın ''Herkesin Bilmediği Olağanüstü Yerler ''adını taşıyan kitabıydı.Bu kitaptan nereleri bulup gitmeye çalışmadım ki.Bunlardan biri de Marmaris'in Taşlıca adındaki köyünün yaklaşık 8 km güneyinde yeralan ( Bu yol çok taşlık ve bozuk,lütfen yavaş gidin ) Serçe Limanı.
Serçe Limanı Türkiye'nin en güzel ve tenha,sakin koylarından biri.İlk gidişimde yaz mevsimiydi.Etraf sapsarı otlarla kaplı,çok sayıda kuyudan köylü kadınları su çekiyor,eşeklere yükleyip evlerine taşıyor.Yolun kenarında terk edilmiş evlerden kalan duvar kalıntıları,duvar diplerinden fışkırmış gibi incir ağaçları...O zaman ocağına incir dikmek ne demek anladım..
Yolun sonuna doğru başıboş atları da görünce bu ıssız,insansız alanda işte dedim.İşte Afrika...
Savanlarla kaplı Afrika manzarasına sahip bu yerin sonunda ise pırıl pırıl denizi ile nefis bir koy bizi bekliyordu.
Bu defaki gidişimde ise Afrikada yaz mevsimi yaşanıyordu.Oranın yazı yağışlı mevsimdir.Savanlar gibi otlar heryanı yeşile boyamış.Köy kadınlarının hepsi de istisnasız gülümsüyordu ve konuşuyorlardı benimle.
Serçe Limanındaki lokantanın sahibi olan ailenin kızı ile lafladık.Daha açmadık dedi.Peki dil işi nasıl,İngilizce öğrendin mi dedim.Parasını alacak kadar, dedi.Cevaba bakar mısınız ?
Serçe Limanı'na gitmek isterseniz bir gün ,önce Bozburun'a varıyorsunuz.İçine girmeden sola dönüp önce Söğüt köyü'ne hemen sonra da Taşlıca köyüne varıyorsunuz.Taşlıca'ya girer girmez sağa döndüğünüzde aşağı inen yol sizi Serçe limanına götürür.Arada kapı var,sürgülü .Kapatmayı unutmayın.


Serçe Limanı ve balıkçılar

Mart 15, 2008

BABADAĞ'DA BİR ÖĞLEDEN SONRA

Yolun sonu...Çay mescidinde çekilmeye hazır tesbihler...
Çay Mescidi bir ağaç köprünün sonunda sizi karşılıyor.


Göçükolukta 700 yaşlarında olduğu yazılı bir yaşlı çınar.

Babadağ'da bir öğleden sonra
Zaman Mart ayının ilk günleri.Babadağ rutin günlerinden birini yaşıyor.İnsanlar işinde gücünde.Evlerden tezgah şakırtıları geliyor.Babadağ dokuyor , dokuyor.Zaman kendi devinimini sürdürüyor.Kış son soğuklarını yaşatıyor.Bahar, geleceğim ama daha vakit var diyor sanki.Bir yürüyüşe ne dersiniz? Biraz hava alırız.Aman dikkat...Havaya daha güvenilmez, yanınıza sıkı birşeyler alın.
Haydi yola çıkalım.Karacasu yoluna çıkıyoruz.10 dakika sonra Yardan Çayı'ndayız.Çay usul usul akıyor.Babadağ tepelerinde karlar var.Oralara bahar gelmesine daha 3 ay var.Çay boyunca ,bastığımız yerlere dikkat ederek yukarı doğru çıkalım.Duyuyor musunuz,heryerden kuş sesleri geliyor.
Daha yorulmadık ama Göçükoluk'a geldik bile.Burada Osmanlı Devletinin şaşaalı günlerini görmüş bir anıt ağaç var.Şu büyüklüğe bakın.Bu bir anıt çınar ağacı.Yaklaşık 700 yaşında.Bir de bizlere bakın.50 yıla ne çok şey sığdığını zannediyoruz.Bu kadar yeter.Yola devam edelim.
Yolun sonu derenin üzerindeki şu köprüyle varılan Çay Mescidi.Burası özellikle Bahar ve yaz günlerinde yoğun yeşillik içinde adeta bir cennet.Henüz kendi zamanı gelmemiş ama bekliyor.Bahar gelsin ,namaza gelecekler yaylaya gelsin diye bekliyor.Pencere camına asılmış tesbihler çekilmeyi bekliyor.Ama doğa da yapacağını yapmış.Zemin tahtaları çürümeye başlamış.Herhalde esaslı bir tamire ihtiyaç var.
Neyse bugünlük bu kadar yeter.Artık dönelim.Yol yayla evlerinin arasından aşağılara doğru zik-zaklar çizerek ilerliyor.Ana yola ulaştık bile .Babadağ buralara doğru geliyor yavaş yavaş.Şu apartmanlar Babadağ' da yeni yaşam biçiminin işaretleri zaten.
Başka bir gün başka yürüyüşler yapalım.Yoksa bu göbek nasıl eriyecek? Görüşürüz..


Yardan Çayı.Yürüyüşe başlıyoruz.

Karlarla kaplı zirveleriyle Babadağ.İsterseniz çıkmayı deneyin bakalım.

Mart 06, 2008

MİMLENDİM

Denizli Çamlık'ta yeni yapılan havuz alanı
MİMLENDİM
Yazılanlar Blog izleyicisi olduğum,Buket Köşker'in mimlemesi sonucu ortaya çıkmıştır..Ben anlamam böyle şeylerden Buket ya,ağır abiyim ben :)

'İşte Bunlar' Listesi

-Karayoluyla İran üzerinden Hindistan ve Nepal'e gitmek.En az 3 aylığına...mümkünse bir Bollywood filminde oynamak...

-Yazlık yapma hayaliyle peşine düştüğüm bodrum'daki arsaya Bungalov yapmak.Sonunda çekme karavan koyacaz böyle giderse..

-75 kiloya inmek

-İkinci hayatımı yaşıyorum 2003 yılından beri belki ikinci bahar da yaşamalıyım.Bilmiyorum artık...

Yapmayı neden beklediğimi bilmediklerim

-Çarşıya gidip mont almak,ayakkabı almak.Alacam almasına ama alışveriş özürlüyüm ben.Bilemiyorum işte.
-Not defterine ortalamaları aktarmak..Bekleyeyim bakalım yıl sonunda öğrencilere yaptırırım tembellik sürerse..

Bir daha dünyaya gelsem ve seçme şansım olsa,

-Erken yaşta yurt dışına yerleşmek.

-Erkenden yurt dışı seyahatlere başlamak.Çok geç kalmışım çok...

-Bir müzik aleti çalmak.

-yine aynı anne-baba -kardeşe, aynı çocuklara ve aynı dostlara sahip olmak:)

İSTERDİMMMMM...


Hiç kimseyi mimlemiyorum ben, sadece mimleyeni tanıtayım biraz.Yanda linki bulunan ''buketblu'' nam şahsiyet ile bloglardan tanışıyoruz.Karşılıklı okur olma durumu var sadece ama benim kızım sayılır kendisi.''Buket Köşker '' Kayseri'de doğmuş,İzmir'de büyümüş,Artvin'in Borçka ilçesinde İngilizce öğretmenliği yapan ,24 yaşında Dünya iyisi bir kız.Yürüyüş yapar karşısına ayı çıkar,kayak yapar ağaca çarpar.Benim gibi pozitif bir gezgin öğretmen.Hayatta mutluluklar ve başarılar dileyacağim bir pırlanta.Yolu açık olsun.

Denizli Çamlık'ta kar,kar,kar,kar'dan ağaç
Penceremden 2 hafta önce görülen manzara:Heryerde kar var