Kasım 11, 2005

çameli


Çameli
1980 yılının mart ayında ilk kez öğretmenliğe başlamak üzere babamın murat 124’ü ile Çameli’ye doğru yola çıktık.Ay’ın 11’i idi ve ilkbahar gelmek üzereydi.Denizli’den yola çıktığımızda, güneşli pırıl pırıl bir hava vardı.Acıpayam’ı geçtikten sonra hava soğumaya başladı.Giderek yokuş ve karlı bir yol karşımızda kıvrılarak bizi bekliyordu.Babam bu tür sıkıntılı durumlara pek gelemez.Ben gitmiyorum deyip arabayı kenara çekti.Aslında haklıydı.Araba’da zincir yok,karlı yolda nereye kadar gidebilirsin?.
Biraz bekledikten sonra bir kamyon geldi.Eşyaları (bir yatak,bir kilim,bir iki giyecek,bir küçük tüp,salça,tarhana,bulgur,makarna vs) kamyona atıp,çamurlu sokakları ile Çameli’ye vardık.Okul Müdürü’nün kayınbiraderinin evine yerleştik.
Ev dediğime bakmayın asıl ev yandaydı.Ben,alt katta katırların bağlandığı üst kattaki bir odada kalıyordum.Anam ortalığı toplayıp ertesi gün Denizli’ye döndü.
İlk defa derse girdim,öğretmenim diye seslendiler,kendi yemeğimi yapamadım,hafta sonlarını Denizli’ye gitmek için iple çektim.İlk defa, çıkardığım iççamaşırlarındaki kan izlerinden beni tahtakurularının yediğini anam keşfetti.Cüzdanımı kaybedip maaş ve ders ücretinden oluşan tüm paramı Çameli’de kaybettim.
Yaz geldiğinde elma bahçeleri arasında bekar öğretmen arkadaşlarla gece yürüyüşleri yaptık.İyi arkadaşlar edindim.
Bir Perşembe gecesi arkadaşlarla yedik,içtik.Sabah kalktığımızda hava aydınlanmıştı ve okula geç kalmıştık.Gariptir sokaklar da bomboştu.Radyo’yu açan arkadaşımız bize ihtilal olduğunu,askerlerin sokağa çıkma yasağı koyduğunu söyledi.Böylece 12 Eylül’ü yaşadık.
Alabalık çiftlikleriyle,kurufasulyesi, cevizi ve diğer meyveleri ile Denizli’nin en yüksek,temiz havalı çam ormanlarına sahip,ekonomik ve sosyal kurtuluşunu Fethiye yolunun açılmasında gören bir güzel ilçemiz.
Bir Salı günü babam ve babamın beni getiremeyen murat 124’ü ile köyümüzün muhtarı birlikte gelip köye yeni açılan ortaokula tayin kararnamesini getirdiler ve 8 aylık Çameli günlerim bitti.
Haftasonu gelip alırım dediğim somya*’yı almaya hiçbir zaman gidemedim.Aradan yıllar,yollar,okullar,meslekler geçti.Bir Fethiye ve çevresine yaptığım motosiklet gezisi dönüşü (yol açılmıştı ama ne gelen vardı ne de giden)uğradığım okulum terkedilmişti.Camları kırık,içi boş,virane bir haldeydi.Gençliğimi aradım bulamadım.Lise, yeni yapılan binaya taşınmıştı.
Ben bu yazıyı niye yazdım?Bundan iki hafta sonra öğretmenler gününde kıdemli öğretmen olarak Mustafa Kaynak Anadolu Lisesinde öğrencilere konuşacağım.Nereye geldim derken nereden geldim demeyi unutmamak için.
*Somya bir yabancı kız ismi olmayıp,eskiden çok kullanılan demirden yapılan yaylı yatak.