Temmuz 12, 2008

Fen lisesinde öğretmen olmak

Gaziantep Fen lisesinde yemekhane:Hafta sonları okulda kalan öğrenci azaldığından nohut,fasulye,makarna gibi sıradan yemekler verilirdi.Öğle aralarında upuzun bir kuyruk olur,erken gelmek için yarışıldı.24 saat nöbetlerini unutamıyorum.


Türkiye'de ilk fen lisesi Ankara'da açıldı.Konya yolu üzerinde çok güzel bir yere kurulmuş, son derece kaliteli bir eğitim verilen,ülkemizin en zeki çocuklarının eğitildiği bir kurum oldu.Daha sonraları Fen lisesinin başarısı nedeniyle sayısı çoğaldı.1986 yılında yeni açılanlardan biri de Gaziantep fen lisesiydi.1987 yılında da büyük bir öğretmen grubu olarak bizler atandık.Süper bir öğretmen kadrosu vardı.Hepsi de branşında başarılı,iyi niyetli ve fedakar.
Fen Lisesinin adının büyüklüğü ve bu okul öğrencilerinden beklentisi olanların ilgisi nedeniyle gözlerin üzerinde olduğu bir okuldu.Esen, gürleyen,küçük dağları ben yarattım havasında idareciler eksik olmazdı.Sanırım birçoğunda hala öyledir.Okulu babasının malı gibi gören insanlara ne denebilir ki.


Okulumuzun yatakhane binası,yemekhanesi ve alt katında kantini


Fen liselerinin eğitim ortamı öğrenci tarafından ileri götürülür.Kendi kendine öğrenme,bilmediğini arkadaşından öğrenme etkilidir.Öğretmen her zaman hazırlıklı olmak zorundadır.Hiç beklemediği konulardan sorularla sıkıştırılabilir.Öğrenciler bakarsınız 1 yaz mevsiminde bir sonraki yılın konularını bitirmiş gelmiş.Ders onlar için öğrenim ortamıdır ama o anda onlar ne öğrenmek isterlerse.Coğrafya dersi sırasında matematik çalışan öğrenci olurdu ve öğrencinin ilgisini çekmeyen derse ilgisiz kalması da gayet noormaldi.Sınavlarda zor soru sorarak intikamımı almak isterdim ama bir bakardım ki ders dinlemeyen tipler bile o kadar kısa sürede hazırlanırlar ki yüksek notlar kendiliğinden gelirdi.Ben derslerimle değil kişiliğimle onlara örnek olmaya çalışırdım.Çünkü öğrencinin sevmediği bir dersi öğretmeye çalışmak kolay değildi.Öğrenmek isteyen çocuklar için zaman kavramı yoktu.Pazar sabahı nöbeti devralmaya geldiğimizde pazar sabahı erkenden kalkıp çalışan çocuklar olurdu.Keza cumartesi gecesi herkes tv seyrederken bile dersane ışıkları yanardı.
Ders dışı zamanlarda ise o başarılı çocukları mahzun bir halde görmek mümkündü.Ailesini özler,anlatamaz,sıkıntısını hissettirmezlerdi.Çünkü uzak illerden gelenler çoktu.İzmitten,Edirneden gelenler vardı.Kahramanmaraşlı da çoktu.
Geceleri yastık savaşları,uzun eşek oyunları,yeni gelen öğrencilere yapılan şakalar (Gece yarısı uyandırılan ve müdür seni çağırıyor diye müdürün kapısını çalan öğrenci gibi ),uyurken yüzü boyananlar vardı.Sporu zevk için yaparlardı.

Gaziantep Fen lisesinin taşınması sonrasında okul Necip Fazıl Kısakürek Anadolu Lisesi olmuş.Hayırlı olsun


Öğrencileri pırıl pırıl,zeki,çalışkan ve insana iyi ki bu öğrencilerin öğretmeniyim dedirten okullardı,Fen liseleri.Zamanla o kadar çoğaldılar ki artık her İlde Fen lisesi var.Uzak illerden gelenlerin sayısı azaldı.Hatta bir süre yatılı olmayanlar bile vardı aralarında.Herşeye rağmen bu okullarda okumak,çalışmak mutluluk verici.

Temmuz 07, 2008

Karadeniz


Uzun zamandır istediğim,planlarını yaptığım Karadeniz gezisini bu yıl istiyorum.Evvelki yıl Batı Karadenizi gezmiş ve tadına doyamamıştım.Geçen yıl da Kanada girdi araya.Cumartesi günü motosikleti sattım yapacak başka seçenek de yok bu nedenle 21-22 Temmuz civarında arabayla yola çıkıyorum.Hedefim 20 günlük Karadeniz turu.Arabada yatıp kalkacağım.Yanımda çadırım da olacak.Bazen çadır, duruma göre öğretmenevi.Bu gezi sırasında Ordu'da,Ünye'de kapısını çalacağım insanlar var.

Ağırlıklı olarak Trabzon,Rize ve Artvin dolaylarını gezmeyi planlıyorum.Gezi planları hazırlansın,eksikler giderilsin de hayırlısıyla gezerim inşallah.Samsun,Giresun,Ordu,Rize ve artvin.Yaylalar,pideler ve köfteler,mıhlamalar...
Bekle Karadeniz...Kazım Koyuncu'nun memleketi... Geliyorum...

Temmuz 03, 2008

Kartal Gölü yeniden

Kartal Gölü her yıl Ağustos ayının son çarşambayı perşembeye bağlayan gece eğlenceleriyle,sabah erkenden Eren Baba'nın mezarına yapılan ziyaret ,dualar,adakların kesilmesi,uzun sırıklara takılıp pişirilmesi gibi etkinliklerle benim için özel bir öneme sahiptir.Yıl sonu nedeniyle Mustafa Kaynak Anadolu Lisesi öğretmenleri: Kartal Gölüne gidelim demişler.Teklif gelince ben de geleyim dedim ve geçen pazar gittik. Kartal gölü gezi grubu:Geziyi organize eden Cengiz 17 kilo et almış, afedersiniz hayvan gibi yedik.Artan da ertesi gün yendi.Abartma dendi mi kimse bizle yarışamaz.

Kartal Gölü.Benim aşklarımdan biri.Kendimi huzurlu hisssettiğim bir köşe.Gelmesi zahmetli olsa da gelmeye değiyor.

Reenkarnasyon bu olsa gerek.Yaşlı ağaç hayata veda ederken içinden yeni bir hayat başlıyor.Sanki doğum yapan bir kadın gibi.


Kartal Gölü yakınlarında 1214 yaşında bir Karaçam ağacı.Daha Osmanlı devleti bile kurulmamış bu ağaç hayata gözlerini açtığında.Padişahlar gelmiş gitmiş ,İstikla Savaşı yapılmış Ağaç hep burada.