Çek Cumhuriyetine sıra geldiğinde günlerdir.saray,kale,meydan,Katedral,Tuna nehri görmekten yorulduğum için acaba Çek Cumhuriyetine gitmesem mi? diye düşündüm.Hem ekstra para hem zaman gibi geldi ama küçük oğlumun ''buralara kadar gelmişken bir kere gör''demesiyle Çek ülkesine geçtim.İlk durak güneyde yer alan Brno oldu.Burası da Bratislava gibi benzer unsurlara sahip.Farklı olanlardan biri bir özel villa.Koruma altında.Kapalı olduğu için gezemedim.
Burası da Brno kent Meydanı.diğer benzerleri gibi.Heykel,meydan,Belediye binası...
Çek Cumhuriyetinde farklı bir şey;astronomik saat.Her saat başında titreşim yayıyor,dar ve yassı bir delikten parmaklarını sokanlar hediyelik para gibi bişeyi yakalamaya çalışıyorlar.
Brno'dan 2 saatlik bir yolculukla Kafka'nın kentine geldim.Hostele yerleşme ardından bi yağmur,bi dolu aman aman.Ortalık yıkılıyor.Ardından akşama kadar zamanı değerlendirme turu.Enteresan mimarisi olan bir bina...
Prag'ın Kalesinin içinde olduğu devasa bir park var.Burada bulanan kale ve Saray gördüklerim içinde en büyükleriydi diyebilirim.Bi alandakı metal kule de kenti seyretmek için güzel bir seçenek.Parası mukabilinde.
Kale-Saray'ın olduğu tepeden eski şehir.Nehir,köprü...Prag daracık sokaklarıyla bir orta çağ şehri sanki.Biraz kasvetli,çokça turistik,nehir turu,meydandaki aktiviteler,sokak ressamları falan hep turistler için...
Nehir turundaki bir gemi...
Eski kent meydanında Orta Çağ giysili,müzikli sanatçılar...
Bu da Prag astronomik saati.her saat başında zil çalar,iskelet zamanı hatırlatır ve küçük pencereler sırayla açılır.Turistik atraksiyon ama kalabalık oluyor...Prag gördüğüm Sırplardan sonraki en güzel kızlara,ucuz ve güzel biralara sahip kenti.Yeşili bol.En çok köpekli insan da burada rastladım.Köpekler heryerde,bira salonlarında,otobüslerde,parklarda...Prag, Kafka'yı hatırlamak için,güzel bira içmek için 4-5 günlüğüne kaçılabilecek güzel bir kent.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder